31 Ocak 2016 Pazar

O'nun Bu'nun Üzerine

Yalnız canımız kalmışken, bu kadar dert, bu kadar çile ne diye? Hiçbir iyiliği hakedecek kadar iyi değiliz, tamam. Ama kötü şeylerin bizi bulması, hem de biz kötü şeyler olmasın, bir kez daha olursa kusacağım derken, inadına başımızın üstünde kara dumanlar gibi dolaşmasına sebep olan neydi? Sahi, en son ne zaman en güvendiklerimiz, güvenmediklerimiz oldu? En büyük yanılgıyı orada yaşadığını düşünüyor insanoğlu. Ama değil, yani bence değil. En büyük yanılgı, gecenin en karanlık anını birden aydınlığa çeviren güneş gibi baktığımız yeni günden iyi şeyler getirmesini beklememiz.
Günler iyi şeyler getirmiyor, günler elimizde olan iyi şeyleri de götürüyor. Bırakalım, bu iyi düşünceli olmayı. Bakalım etrafımıza, dost sandığımız, kardeş sandığımız, en önemlisi insan sandığımız varlıkların nasıl da insanlıktan çıktığını görelim.
Geçenlerde kalbim ağrıyordu, bâyâ bir süredir ağrıyordu, doktora falan gitmeyi de düşündüm sonra vazgeçtim. Bırak ağrısın, en azından bir kalbim olduğunu hatırlarım hiç olmazsa dedim. Kalbini hatırlamayan hatta kalbi olmayan ne çok insan var ki düşündükçe midem olduğu aklıma geliyor.
Duygular sahtedir, tek gerçek duygu merhamet duygusudur, kibir paranın satın alabileceği bir duygudur yani maddi değeri olan bir duygu. Doğada insana en çok yakışan ve saf halde bulunan tek duygudur merhamet. 
Kime ve ne sebeple merhamet beslememiz gerektiğine karar verip yaşasak sanki onurlu bir hayat sürmek hedefine varacağız.

18 Ocak 2016 Pazartesi

Tabuta Elveda


Elveda diyebilmek için geride bir şeyler bırakmak gerek. Eğer bırakabileceğin her şeyi yıktıysan benim gibi, kaybedecek çok da bir şeyin yok aslında. Belki okunmasın diye üstü karalanmış birkaç  şiir kalır defterinde. Belki de bir fotoğraf, geçmişi canlandıran hafızalarda... Kısacası geride birkaç kağıt parçası, yüzlerce yıkık düş.

Zulmü nefeste yaşayan bedenlere ölüm helal midir acaba? Nefsi sınıyorsa eğer nefes almak ibadet midir böyle gecelerde? Hoşnutsuz yaşamlara kalplerimiz kan pompalıyor. Kan içinde aşk. Aşk ölüm. Ölüm…

Bazen diyorum ki ölsem ve bu benim suçum olmasa. Yansa bir bina içinde kalsam ya da uçsam uçurumlara kazara.  Kaç günlük ölürdüm ki geride kalanlara ? Kaç damla olurdum, kaç ev, kaç şiir, kaç resim olurdum? Kaç günlüğüm?

Yeni bir gün doğmadan ölüyorum bu gece. Elveda bütün elveda diyemediklerim.